Polikistik Over Sendromu belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Son yıllarda görülme sıklığı artan “Polikistik Over Sendromu (PKOS)”, doğurganlığı olumsuz etkileyen ve pek çok farklı hastalığın oluşumuna da zemin hazırlayan bir kadın hastalığı ve aynı zamanda bir endokrin hastalıktır. Özellikle üreme çağındaki kadınlar arasında yaygın olarak görülen polikistik over; yumurtlama bozukluğu oluşumuna neden olarak kısırlığa zemin hazırlar. Ayrıca tedavi edilmemesi durumunda ilerleyerek hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları gibi pek çok ikincil hastalığa da yol açar.
Yumurtalıklarda küçük ve iyi huylu çok sayıda kistin oluşumu şeklinde gelişen polikistik over, adet düzenliği ile birlikte kendini belli eden, buna ek olarak kilo artışı, vücut genelinde tüylenme, sivilce oluşumu gibi pek çok şikayetin oluşumuna neden olan bir kadın hastalığıdır. Yumurtalıklarda oluşan kistler nedeniyle yumurtlama düzeninin bozulması nedeniyle bu hastalığa sahip olan kadınlarda çocuk sahibi olamama sorunu sıklıkla gözlenir. Yumurtalıklardaki çok sayıdaki kist, hormonal yapıyı bozarak tüylenmeye ve sivilce oluşumuna neden olur. Dış görünüşü bozarak yaşam kalitesini ve dış görünüşü olumsuz yönde etkileyen bu hastalık, psikolojik sorunları da beraberinde getiren ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık türüdür.
Ciddi bir hastalık olan polikistik over sendromu uzun bir süre boyunca tedavi edilmez ise karaciğer yağlanması, diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, kısırlık, depresyon ve anksiyete bozuklukları, hipertansiyon, uyku apnesi gibi pek çok önemli soruna yol açabilir. Bu nedenle bu hastalığa sahip olan kişilerde tedavi sürecinin derhal başlatılarak hızlı bir şekilde kilo kaybının sağlanması ve hormon seviyelerinin kontrol altına alınması gerekir.
Polikistik Over Sendromu belirtileri
Hastalık başlangıç döneminde çoğunlukla belirti vermemekle birlikte süreç ilerledikçe birtakım semptomlar ile kendini göstermeye başlar. Semptomlar kişiye bağlı olarak değişse de çoğu kadında görülen ortak belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
- Adet düzensizliği
- Kilo artışı
- Tüylenme
- 2 adet döngüsü arasında görülen kanamalar
- Kilo alma
- Çocuk sahibi olamama
- Yüz ve sırtta sivilcelenme
- Seste kalınlaşma
- Göğüslerde büyüme, küçülme ve hassasiyet
- Saç dökülmesi
- Ciltte lekelenmeler
Yukarıda belirtilen semptomlar polikistik over sendromunun sıklıkla görülen belirtileri olup bilinen en yaygın semptomu adet düzensizliğidir. Özellikle 13-19 yaş arası genç kızlarda ilk adetten birkaç döngü sonrasında adet görememeye başlama, aşırı kıllanma ve sivilcelenme şeklinde kendini gösteren hastalık, daha ileri yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir.
Polikistik Over Sendromu neden olur?
Polikistik over sendromunun sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte ortaya çıkışında genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu bilinmektedir. Hastalığın oluşumunda ailesel yatkınlık önemli bir rol oynar. Ailesinde polikistik over öyküsü bulunan bireylerin bu hastalığa yakalanma olasılığı, diğer bireylere oranla oldukça fazladır. Buna ek olarak obezite de bu hastalığın oluşumuna zemin hazırlayan faktörler arasında yer alır. Fazla kilo ve buna bağlı olarak oluşacak insülin direnci, hiperinsülinemiye (kanda insülin hormonu düzeyinin yükselmesi) neden olur ve bu da vücutta androjen hormonu sentezini artırır. Sonuç olarak cinsiyet hormonlarının vücuttaki dengesi bozularak yumurtlama bozuklukları ve anovülasyon olarak adlandırılan yumurtlayamama problemi ortaya çıkar. Yumurtlama düzeninin bozulması ile yumurtalıklarda kist oluşumu gözlenir ve bu durum ilerleyerek polikistik over sendromu tablosunun ortaya çıkmasına yol açar.
PKOS hastalığının nedenlerinden bir tanesi de birtakım zararlı kimyasal maddelere maruz kalmaktır. Bazı tarım ilaçları, dioksinler, fitoöstrojenler, BPA, Bisfenol A, DBP gibi birtakım kimyasallar, vücuttaki hormon üretimi sürecine etki ederek hormonal dengenin bozulmasına yol açabilir. Bu nedenle bu tarz kimyasal maddelere maruz kalmanın polikistik over sendromu da dahil olmak üzere pek çok hastalığın görülme olasılığını artırdığı düşünülmektedir.
Polikistik Over Sendromu tanısı nasıl konulur?
Polikistik over sendromunda tanı; klinik bulgular, radyolojik görüntüler ve hastanın öyküsü detaylı bir şekilde incelenerek konulur. Normalden erken veya geç adet olma, adet görememe (amenore), sesin kalınlaşması, tüylenme, aşırı saç dökülmesi gibi sorunlardan bir veya birkaçının görüldüğü hastalarda pelvik veya vajinal ultrasonografi eşliğinde yumurtalıklar ve rahim detaylı bir şekilde incelenir. Adetin 3. gününde yapılacak kan testi sonucunda hormon düzeyleri ölçülerek tüm bu tanı testlerinin ışığında hastalığın tanısı konulabilir. Hastalığa sahip bireylerde özellikle hormon testinde yumurtlama döngüsünü düzenleyen FSH ve LH hormon seviyelerinin normalin dışında olduğu, östrojen hormonu düzeyinin düşük, erkeklik hormonu düzeylerinin normalden yüksek olduğu görülür. Yumurtlamayı sağlayan hormon seviyesinin yumurtayı büyüten hormonun seviyesine olan oranının 3 ve üzerinde olduğu durumlarda da hastanın polikistik over sendromuna sahip olduğu düşünülebilir. Hastalığın tanısı ve takibinde ultrasonografi de büyük önem taşır.
PKOS hastalığında yumurtlamanın olmamasının (anovülasyon) temel nedeni, yumurtaların bozulmuş hormon seviyelerinden dolayı olması gerektiği gibi gelişemeyerek yumurtalık çeperinde birikmesi ve kistleşmesidir. Ultrasonografide çoğunlukla bir yumurtalığın veya her iki yumurtalığın multikistik görünümde olduğu gözlenir. Hastalığın tanısının koyulabilmesi için tek bir yumurtalığın bu görünümde olması yeterlidir. Yapılan tüm tanı testlerinin sonucunda PKOS tanısı konan bireylerde hastalığın şiddeti hafif, orta veya şiddetli şeklinde seviyelendirilerek hastanın sonraki dönemdeki takibi ve tedavisi, hastalığın şiddeti göz önünde bulundurularak planlanmalıdır.
Polikistik Over Sendromu tedavi yöntemleri nelerdir?
Polikistik overde tedavi, endokrin uzmanı ve kadın hastalıkları ve doğum doktoru tarafından kişiye özgü şekilde planlanır. Tedavi sürecinde hastalıkla mücadelenin yanı sıra hastalığın yol açtığı ikincil problemlerin ortadan kaldırılmasına yönelik farklı tedavi yöntemlerinden de yararlanılır. Öncelikle kan dolaşımında normalin üzerinde seyreden erkeklik (androjen) hormonlarının seviyesinin düşürülmesine yönelik antiandrojen ilaç tedavilerinden yararlanılabilir. Diyetisyen tarafından hazırlanacak olan kişiye özgü polikistik over sendromu diyeti ile kişinin ideal kilosuna inmesi sağlanarak insülin direncinin azaltılması hastalığın seyrini iyileştirmede en önemli tedavi ilkelerinden bir tanesidir. Halihazırda hastada insülin direnci var ise oral antidiyabetik ajanlar kullanılarak kandaki şeker ve insülin hormonu düzeylerinin normale indirgenmesi hastada hormon seviyelerinin düzeltilebilmesi adına oldukça önemlidir.
Adet düzeninin sağlanmasına ve hastalığın yol açtığı tüylenme (hirşutizm) ve akne gibi sorunların önlenebilmesi için çoğu zaman doğum kontrol haplarından faydalanılır. Bu tedavi yöntemi aynı zamanda rahim iç tabakası olan endometriumun aşırı kalınlaşması ve buna bağlı olarak oluşabilecek farklı hastalıkların önlenmesine de katkı sağlar. Polikistik over sendromu ve saç dökülmesi de birbiri ile ilişkili olan sorunlar olduğundan gerekli görüldüğünde vitamin ve mineral takviyeleri, doğal içerikli şampuanlar ve saç ekimi tekniklerinden faydalanılabilir. Ortaya çıkan akne problemi için antibiyotikler ve sivilce kremleri, tüylenme sorunu için lazer epilasyon tekniklerinden yararlanılabilir. Çocuk sahibi olmak isteyen kişilerde ise yine hastalığa yönelik uygulanacak olan uygun tedavilerin yanı sıra yumurta gelişimini sağlamaya yönelik birtakım ilaç tedavileri uygulanabilir. Hastada uygulanacak olan tedavi; tamamen hastada gelişen komplikasyonlara, hastalığın evresine, yol açtığı ikincil sorunlara ve hastanın genel yapısına uygun olacak şekilde hekim tarafından kişiye özel olarak planlanmalıdır.
Birçok hastalıkta olduğu gibi polikistik over sendromunda da hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi, tedavi planının hastalığın evresine uygun olarak yapılması ve hastalığın ilerleyişinin durdurulmasına yönelik önlemler alınması kişide hastalığın yol açacağı sorunların önüne geçilmesi adına oldukça önemlidir. Polikistik over sendromlu hamile kalabilir mi, bu hastalık çocuk sahibi olmaya engel midir gibi sorular hastaların kafasını en çok karıştıran sorulardır. Özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kişilerde doğru bir tedavi sürecinin sonucunda bu hastalığın tamamen kontrol altına alınabilmesinin mümkün olduğu ve bu şekilde kısırlığın önlenebileceği unutulmamalıdır. Yukarıda verilen bilgiler ışığında eğer siz de PKOS hastasıysanız veya bu hastalığa sahip olabileceğiniz ihtimali üzerinde duruyorsanız derhal bir sağlık kuruluşuna başvurarak gerekli tanı testlerini yaptırabilir, tedavi sürecinize hemen başlayarak yaşam kalitenizi yükseltebilirsiniz.
Yumurtalık (Over) Kistleri
Over (yumurtalık) kistleri her yaştaki kadının sorunu olabilir aslında. Çok yaygın bir hastalık olmasına rağmen bazı hastalar kendilerindeki rahatsızlığın farkında değillerdir bile… Çoğu over kist iyi huyludur ve genellikle 20-44 yaş arası kadınlarda görülür. Özellikle muayene ve ultrasonda elde edilen bulgular, ayrıca bazı kan tahlilleri ayırıcı tanıda bize yardımcı olur. Kistler her zaman infertilite (kısırlık) nedeni değildir. Eğer oluşum sebepleri hormonal düzensizlik ise infertilite görülebilir. Ancak, over kisti ile gebelik oluşabileceği gibi gebelik de over kisti oluşturabilir. Over kisti yumurtalık dokusundan kaynaklanan, içi genellikle sıvı dolu olup boyutları 2 cm’den 30 cm’e kadar değişiklik gösteren oluşumlardır.
Sebepleri
En sık neden hormonal düzensizliklerdir. Normalde her adet döneminde overler içinde yumurta hücresini taşıyan ve boyutları 3 cm’ye kadar ulaşabilen folekül adını verdiğimiz bir kist oluşur. Sonra bunun çatlaması ile yumurta açığa çıkar. Kadın gebe kalmaz ise bu dönemden 14 gün sonra kadın adet görür. Ancak hormonal düzensizliklerde bu yumurta taşıyan kistler ya çatlamaz, ya sabit kalır ya da büyümeye devam ederek bizim basit kist veya folekül kisti dediğimiz kistleri oluştururlar. Geçirilmiş over iltihapları, çok fazla radyasyona maruz kalma da over kistine sebep olabilir.
Belirtileri
Her over kisti belirti vermez. Genellikle adet gecikmesi veya düzensiz kanama şikayetleri ile kendini gösterir. Ayrıca over dokusunda gerginlik oluşturarak o bölgelerde kasık ağrısı ya da çok hızlı büyüyerek karında şişkinlik yapabilir.
Kimlerde
Over kisti özellikle adet gören kadınlarda görülür. Adet dönemi başlamayan genç kızlarda veya menopozdaki kadınlarda nadir görülür. Ailesinde over (yumurtalık) kanseri, rahim kanseri bulunan kadınlar da riskli gruba girer. Kistler kötü huylu mudur? Çocuk sahibi olamama nedeni olabilirler mi? Kistle birlikte gebelik oluşabilir mi? Çoğu over kist iyi huyludur (yüzde 80-85) ve genellikle 20-44 yaş arası kadınlarda görülür. Tek taraflı, mobil ve düzgün yüzeyli olan kitleler iyi huylu iken; iki taraflı, katı, yapışık, düzensiz yüzeyli ve hızlı büyüme eğiliminde olan kitleler ise büyük olasılıkla kötü huyludur. Özellikle muayene ve ultrasonda elde edilen bulgular, ayrıca bazı kan tahlilleri ayırıcı tanıda bize yardımcı olur. Kistler her zaman infertilite (kısırlık) nedeni değildir. Eğer oluşum sebepleri hormonal düzensizlik ise infertilite görülebilir. Over kisti ile gebelik oluşabileceği gibi gebelik de over kisti oluşturur. İlk gebelik aylarında gebeliğin devamı için gerekli hormonları salgılayan ve boyutları bazen 8-10 cm’ye ulaşabilen bir kist oluşur. Ancak gebelik ilerledikçe genelde küçülür ya da kaybolur. Takip etmek gerekir.
Kistlerin teşhisi için hangi yöntemler kullanılır?
Kistin tanısı için muayene ve ultrason yeterli olur. Ancak cinsi hakkında bilgi sahibi olmak için bazı kan testleri gerekebilir. Kanser şüphesinde ileri radyolojik tetkiklere başvurulur.
Tedavi yöntemleri
Over kistinin tedavisi cinsine göre değişir. Sık gözlenen basit kistler için genelde takip tercih edilir. Bu esnada doğum kontrol hapları kullanmak da kistlerin küçülmesine yardımcı olur. Doğum kontrol hapları yumurtalıkların çalışmasını durdurarak mevcut kistlerin vücut tarafından emilmesine yardımcı olur. İltihabi kistlerde düzenli antibiyotik tedavisi gerekir. Ancak 8-10 cm’yi geçen ya da daha küçük olduğu halde 3-4 aylık takiple de sürekli büyüyen, ultrason ve kan testlerinde kötü huylu olma ihtimali olan kistlerin ameliyat ile alınması gerekir. Cerrahi girişim, bariz ağrı ve kötü huylu olma şüphesi bulunan vakalara uygulanmalıdır. USG’de büyük kistler, çok odalı kistler ya da kan akımındaki artma kanser işaretidir. Kötü huylu kistlerden şüphelenildiğinde hasta hangi yaşta olursa olsun derhal ameliyat yapılmalıdır. Menopozdan sonra kadınlarda rastlanan kistler daha önemlidir. Bunların kötü huylu olma olasılığı yüksektir. Ancak menopozdaki kadında tesadüfen rastlanan bir kist küçükse (çapı 5 cm’den küçük), tek boşluklu ve inci duvarlı ise kötü huylu olma olasılığı çok düşüktür. Bu kitleler cerrahi tedavi yerine takiple tedavi edilmelidir.
Kistler alındıktan sonra tekrarlayabilirler mi?
Kistlerin tekrarlaması cinsine göre değişir. Hastayı 6 aylık muayene ve ultrason takibi ile izlemek uygundur. Tedavi edilmezse ya da geciktirilirse hastanın karşılaşacağı sorunlar nelerdir? Kist tedavi edilmezse daha da büyüyebilir, belli bir büyüklükten sonra yırtılarak karın içine kanama yapıp hastanın hayatını tehlikeye sokabilir. Kötü huylu ise vücuda yayılarak ameliyat edilemez aşamaya gelebilir.